YeşilGazete'den Merve Özçelik, #İkizdereVadisi’nde açılmak istenen taş ocağına karşı direnen bölge halkıyla, gazetecilerle, hukukçularla ve
larınasli görevidir. Maden Mühendisleri Odası olarak, geçmişte olduğu gibi kamuoyunu bilgi- 1099 GÜNGÖR DERVİŞOĞLU 1111 ALİ AKAR 1136 MUAMMER ÖCAL 1163 ARSLAN ÖZTÜRK 1232 MEHMET NİHAT SERTER yefendi, neler düşünüyorsunuz. Devlette biziz, Millet de biziz, hepimiziz ve senin emrindeyiz.
RenginKevenk tarafından yazılan Bahçelerde Neler Oluyor? & Büyümek ve Büyütmek Üzerine Gözlem Kitabı kitabı 2010-06-01 tarihinde yayınlanmıştır. 104
Neleroldu bize neler, Hani zaman ilaç derler, Zaman durdu geçmiyor ki Bana senden kalan keder Bana kalan yalnız keder. Bu son mektup gözyaşlarımla yazdığım, Eski günler gözyaşlarıyla hatırladığım, Bir tek sendin benim olan canım saydığım, Artık sensiz bir hayat beni bekleyen. Neler oldu bize neler, Hani zaman ilaç derler.
11Aslı Güngör – Kalp Kalbe Karşı Derler 12.Yeşim Salkım – Yuvarlanan Taşlar 13.Yonca Lodi – Sana Birşey Olmasın 14.Atiye – Bile Bile 15.Asya – Dönmem Yolumdan 16.Jale – Son Geceler DOWNLOAD KEYİFLE DİNLEYİN
cash. Bir giz sır olarak süregelen İmralı-İktidar ilişkisi, “gelişmekte ve çoğunlukla desteklenen süreç” olarak savunulurken günümüz Başbakanı başta olmak üzere kimi siyasetçilerin dilleriyle yansıyan sinirlilik, haklı kuşkulara neden olmaktadır. Bay RTE savlarını ve savurmalarını saldırarak yapmaktadır. Bu, onun özel yöntemi değildir. Kimileri “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” sözünü anımsatan davranışlarla yanıt vermekte güçlük çektiği konuları karşı soruyla ya da baskın çıkma çabasıyla Erdoğan PKK ilişkilerini, terör işlerini tartışıp eleştiren yazarları “Çapulcular” olarak karalamıştır. Çapulcu, “yağmacı” demektir. “Çalan, aşıran, yağmalayan, yağmaladığını satarak geçinen” anlamındaki bu sıfatı sanırız “konuşup yazmasını bilmeyen, abuk sabuk şeylerle çalakalem yazan, dağınık, yüzüne bakılmaz kimseler” olarak nitelemiş. Ne sözlük anlamıyla ne de günlük duruma uymayan olumsuz bir yaklaşım. Yarası olan gocunur. Üzerinde durmaya değmez. Bizim de siyasetçiler için söyleyecek nice sözümüz, yapacak nice nitelememiz, değerlendirmemiz var. Ama terbiyemiz, kişiliğimiz elvermiyor. Dilimizin pas tutmasını yeğliyor, yine hakettikleri sıfatları kullanmıyoruz. Yalnızca “Kem söz sahibinindir” sözünü yinelemekle “iyi ilâç acıdır” sözünü unutmamalı. “Eleştirilerden yararlanmalı önerisinin” yararlı olacağı kanısında değiliz. Onun siyaset dili, toplumun kimi kesimlerinin karşıtlara “yuh” çekme ve “…sizinle gurur duyuyoruz” sözleri karşısında vazgeçmesi güç bir alışkanlıkla sert, kaba sözcükler kullandığını gösteriyor. Yine sanırız toplumumuz Başbakanın diline alıştı, göz boyuyorDevlet yapısının bozulduğu, adalet kapısının bunun en önemli olumsuzluk belirtisi olduğu yakınmaları sürüyor. Muhalefet, demokratik kitle örgütleri halkımızın beklentilerini karşılamakta güçlük çekiyor, yetersiz kalıyor. Atatürk ve lâik cumhuriyet karşıtlığı ayyuka çıktı. Başbakan birbiri ardına indirilen “ tepkiler üzerine yerine konulmasını eleştirerek, kaldırmada direnilmesini söylemiş. Cumhuriyetin varlıklarını satarak caka satıp yerine bir şey koyamayan, toplu açılışlar ve yeniden açılışlarla göz boyayan iktidar yetkilileri, tüketim toplumu oluşturduklarının, çıkara ve kayırmaya olanak tanıdıklarının ayırdında üniversitelerde siyasal iktidar ve polisten destek alan saldırganların iktidara karşı tepkileri önlemek ve durdurmak için kullanılan radikal gruplar olduğu söyleniyor. Türk Bayrağı taşıyanlara karşı orantısız güç kullanmakta sakınca görülmüyor. PKK bezleri alanlarda dalgalanıyor. Atatürklü tişörtü sömürü aracı sayan kafalar, O'nun bulunduğu fotoğrafı kamusal alanda kullanmayacaklarını söyleyen bağnazlar, önemli katlarda oturuyor. Adalet Bakanı Atatürkçülüğü anlamadıklarını yansıtan “Gardrop Atatürkçülüğü yapmıyoruz” sözleriyle Atatürk sevgi ve saygısını açıklayanları yandan süreç dayatmacıları içindeki İstanbul Barosu önceki başkanlarından biri barış gerçekleşince “…bir deniz feneri yapmayı ben üstleniyorum” demiş Milliyet, Yine bu iktidar propagandacılarından Ege'de görevli biri “Cumhuriyet yanlış kuruldu. Şimdi biz cumhuriyeti demokratik olarak yeniden kuruyoruz. Başımıza belâ olan ulus devletten kurtuluyoruz. Türkiye'deki bütün etnik unsurlar özerk olmalı” demiş. Ne okul, ne bilgi, ne deneyim, ne gerçekçilik, ne yurtseverlik, ne Türklük, ne insanlık, ne demokratlık, ne bilim adamlığı, ne barışçılık, ne aydınlatmacılık ve ne çağdaş cumhuriyetçilik ! değil mi? İnsan, “Yazıklar olsun!” demekten kendini aslında bu kısaltmayla aynı adı kullananlara haksızlık yapılıyor ama alışkanlık yaygınlaştı mektubunda “Türkiye halkı” diyerek Mustafa Kemal'in “Türk Milleti” bütünleştirmesine direnmeyi gündeme getiriyor. Salt kürtçülük kompleksiyle amaçlı bu söylemi benimseyen bilgisizler ortaya Cumhurbaşkanı da Muş'ta toplanan kalabalığa iktidarın süreç yolculuğunu överek yansızlığını yitiriyor. “…cesur adım, cesur çalışma, takdirle izliyorum” Anayasa hukukçusu yazar Mümtaz SOYSAL anlamlı, yararlı uyarılarının bir yerinde “Cumhuriyeti şaha kaldırmak” tan söz etti. Ne güzel. Ama kimler ve nasıl? Atatürkçülük doyurucu güçle çalışmadıkça, ayrılık ve dağınıklık sürdükçe, değerler savruldukça, Atatürkçülük rozetle, sözle biçimsel kaldıkça nasıl?
Aslı Güngör Gözyaşlarımla Şarkı Sözleri Albüm 2009 Aslı Güngör Aslı Güngör Gözyaşlarımla Bu son mektup gözyaşlarımla yazdığım Eski günler gözyaşlarıyla hatırladığım Bir tek sendin benim olan, canım saydığım Artık sensiz bi’ hayat beni bekleyen Kendimden çok inandığım Söz vermiştin ya hani Hayattan çok bağlandığım Kim tutacak yerini? Neler oldu bize, neler? Hani “Zaman ilaç”, derler Zaman durdu, geçmiyor ki Bana senden kalan keder Bana kalan yalnız keder Neler oldu bize, neler? Hani “Zaman ilaç”, derler Zaman durdu, geçmiyor ki Bana senden kalan keder Bana kalan yalnız keder Bu son mektup gözyaşlarımla yazdığım Eski günler gözyaşlarıyla hatırladığım Bir tek sendin benim olan, canım saydığım Artık sensiz bi’ hayat beni bekleyen Kendimden çok inandığım Söz vermiştin ya hani Hayattan çok bağlandığım Kim tutacak yerini? Neler oldu bize, neler? Hani “Zaman ilaç”, derler Zaman durdu, geçmiyor ki Bana senden kalan keder Bana kalan yalnız keder Neler oldu bize, neler? Hani “Zaman ilaç”, derler Zaman durdu, geçmiyor ki Bana senden kalan keder Bana kalan yalnız keder Besteciler Aslı Güngör
Fethiye Gazetesi Haber Sitesi, Fethiye'nin Arama Motorlarında Birinci Çıkan Sitesidir. Teşekkürler...
Bir baktım 4 aydır yazmıyorum. Ama bana da hak verin, hayat daha bebeğimiz doğmadan çok hareketlendi, bi de bebek doğsa kimbilir neler olacak Evet hala doğurmadım, öncelikle bunu bilin 37 hafta 5 gün oldu bugün, halen beklemedeyiz kurbanlık koyun gibi, başımıza neler geleceğini bilmeden... Bu 4 aylık süreçte neler yaşadım çok hızlı bir şekilde özetleyeyim Türkiye ziyareti sonrası 4-5 gün NewYork'taydık, arkadaşlarımızın bize sürpriz Baby Shower partisi ile neşelendik, coştuk... Kasım ayında Türkiye'den 2 posta misafirimiz vardı. Bahama'nın tadı en güzel o zamanlarda çıkıyor benim için. Ev kalabalık olunca, muhabbet hiç bitmeyince, eğlence her daim sürünce, hepbirlikte yiyip içtikçe... Sanırım insan seviyorum Aralık başında Florida'da evimizi tuttuk ve ben yerleştim, Sabri de ara ara gidip geliyor halen malum işleri yoğun Bahama'da... Christmas haftası New York'tan arkadaşlarımız geldi bebişleriyle, yine çok güzel geçen bir 4 gün yaşadık. Ve tabii ki o da her güzel zaman gibi çabucak geçti... Ocak başında annem geldi yuppi! O gün bugündür keyfim yerinde, elim sıcak sudan soğuk suya değmiyor. Gerçekten annelerin hakkı nasıl ödenir bilmiyorum... Ocak ayından beri Lübnanlı, kendini komik sanan, her fırsatta benden Türk kahvesi isteyen doktorumuzu her hafta görüyorum, gidişatımız iyi... Vücut kendini doğuma hazırlıyor yavaş yavaş. Doktorlar 39. haftayı hedefliyor. Bakalım Duru kuzusu ne zaman gelmek isteyecek? Annem gelmeden önce -Sabri de olmadığı zamanlarda- her işimi kendim görüyordum. Zorlandığım pek bir konu olmuyordu ama son zamanlarda almış olduğum aşırı kilolar 20 kg oldu dile kolay beni epey yavaşlattı... Ellerim ayaklarım şişiyor, konuşurken ve en ufak bir yürüyüşte nefes nefese kalıyorum... O yüzden pek bir iş yapamıyorum. Ufak tefek ağrılarım, sancılarım oluyor ama kısa süreli olduğu için onları görmezden geliyorum. Şimdilerde dulamın doğum koçumun beni doğuma hazırlamak için bana söylemiş olduğu hareketleri yapıyorum ki doğum kolay olsun, hızlı olsun vs... İnşallah emeklerimiz boşa gitmez. Zira bu doğum olayı herkese göre değişen, biraz şans, biraz vücut yapısıyla, biraz bakış açısıyla ilgili. 'Olumlu düşünce' ve 'bedenine güvenme' gerçekten işe yarıyor, onu görüyorum çevremde. Florida'ya yerleştiğimden beri 'Derya Baykal da kimmiş?' havalarında takılıyorum. Elimden geleni ardıma koymuyorum ve durmadan elişi yapıyorum bebek odası için. Başka türlü vakit geçirmek zor... Annemi de alıştırdım, o da durmak bilmiyor, tahta boyama, kanaviçe işleme, cibinlik yapma gibi bin türlü işi yaptı Buraya sözde kitaplar falan getirmiştim, okumak da ne demek, elime bile almadım kitapları Buraya gelmeden önce çocuk gelişimi, hamilelik vs ile ilgili bir çok kitap okudum, buraya geldiğimde de aynı performansı gösteririm zannetmiştim ama nerdeee... Bir kaç tane kanaviçe örneği paylaşayım hemen görmeyenler için... Diğer süslerimizi de odasına yerleştiğinde gösteririm artık inşallah... Bu arada herkes artık güzel haberleri bekliyor benden. Yanımızda olduğunu hissettiren herkese çok teşekkürler. Ama artık özellikle ailelerin gözü bizden gelecek bir telefonda. En ufak bir mesajda 'ay senden mesaj gelince doğuruyosun sandım, çok heyecanlandım' diyenler, mesaja cevap vermekte biraz geciksem 'doğum mu başladı yoksa' diye zorlayanlar olmuyor değil Aslına bakarsanız ben de biraz yoruldum, artık gelebilir diyorum ama tabi bu benim elimde olan bir şey değil. Yukarıda da bahsettiğim gibi hareketlerim yavaşlaması veya gün içindeki ağrılar bir yana, özellikle gece uykularımın kalitesinin düşmesi beni biraz yoruyor. Sağdan sola bile dönmekte zorluk yaşıyorum. Aslında belki de Duru doğduktan sonraki uykusuz gecelerime hazırlıyor vücut kendini, haberim yok Bizden haberler şimdilik bu kadar... Eee son halimi de bi koyayım da görün. Bir 20 kilo kolay alınmıyor bu devirde Bir sonraki yazımdaki fotoğraflarda şimdiden kendimi yürüyüş yaparken, bu kiloları vermeye çalışırken hayal ediyorum, Allah yardımcım olsun
31 Mart 200931 Mart 2009 Aşk Her Şeye Değer, aslı, Aslı Güngör, Aslı Güngör ve Ferhat göçer, aslı güngör Aşk Her Şeye Değer, aslı güngör bedava müzik, aslı güngör ferhat göçer kalp kalbe karşı, aslı güngör filimleri, aslı güngör indir, aslı güngör izlesene, aslı güngör izmir, aslı güngör kalp kalbe karşı derler, aslı güngör kalp kalbe karşıdır, aslı güngör kim, aslı güngör mp 3, aslı güngör mp3, aslı güngör müzik, aslı güngör müzikleri, aslı güngör müzkleri, aslı güngör nereli, aslı güngör resim, aslı güngör resimleri, aslı güngör şarkı, aslı güngör şarkıları, aslı güngör Son Öpücük, aslı güngör video, Aslı Güngörün kardeşi, aslı Son Öpücük, aslı son öpücük mp3, Enbe Orkestrası, enbe orkestrası aslı güngör, Ferhat Göçer ile Aslı Güngör, güngör, İyi Ki Sen Vardın, Kalp kalbe karşı, Kalp kalbe karşı kim söylüyor, Kalp kalbe karşı klip, Kalp kalbe karşı şarkı, Kalp kalbe karşı şarkı sözleri, Kalp kalbe karşı şarkısı, Kalp kalbe karşı video, Son Öpücük, son öpücük mp3, son öpüücük mp3, Yenildim Sana “Kalp kalbe karşı” şarkısı ile çıkış yakalayan Aslı Güngör medyatik olmadığı için başarısının gölgelendiğini düşünüyor. İzmir’de yaşarken yakaladığı şöhretten sonra Devam
aslı güngör neler oldu bize neler indir