4.Telafi etmeye çalışın. Durumunuza daha merhametli bir mercekten baktınız, olanları adlandırdınız, yıkıcı davranışların geçmişte ne kadar yardımcı olduğunu kabul ettiniz. O halde şimdi kendinize nasıl düzeltmek istediğinizi sorun. Diyelim ki dairenizi temizlemeden bir hafta daha geçmesine izin verdiğiniz için
Pekçok kişi kendi kendine hareket eden ve karar veren makinelerin ancak yüzyıllar sonra var olabileceğini düşünüyordu. Fakat son dönemlerde yaşanan gelişmelerle birlikte yapay zeka inanılmaz yerlere geldi ve uzmanlar artık içinde bulunduğumuz yüzyılda aşırı zeki makineleri görebileceğimizi iddia etmeye başladı.
Alternatifolarak, dikkatinizi kendinizden başka birine kaydırın. Başkalarına yardım etmeye ve topluluğunuza geri vermeye değer veriyorsanız, gönüllü olmaya veya mentorluk yapmaya başlayın. Bu faaliyetlerin, gelişmiş öz-değer duyguları da dahil olmak üzere önemli sağlık yararları olduğu gösterilmiştir. 5.
MUHAMMEDSIDDIK ÖZ İnsafla Kendine Gel ve Halini Düşün; HAKAN KORKMAZ Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz; YAŞAR KARADUMAN Yeni yıl ve Kırmızı Çamaşırlar; MUSA KIRANLI “Yoksulluk” ERCAN ARSLAN Osmanlı Ünye’sinde Başlık Akçesi; EREN TOKGÖZ CAMDAN KAFESLER; A. DERYA VARİLCİ Yeni Bir Ünye; ELİF MİRAY
Kanserli hücreler olarak adlandırılan kötü huylu tümörlerin bulundukları doku dışına lenf veya kan yoluyla sıçramaları durumuna metastaz denir. Metastaz ne demek sorusunu daha da açacak olursak; kanserli hücreler sadece ilk oluştukları organa zarar vermezler. Çevredeki organlara, hatta lenf veya kan yoluyla vücudun birçok
cash. Gençler Soruyor . . . Neden Kendime Zarar Veriyorum? “Bileklerimi öyle kötü kestim ki, dikiş attırmam gerekti. Doktora kendimi kırık bir ampulle yaraladığımı söylesem de, ki bu doğruydu, bunu kasten yaptığımdan söz etmedim” Şule, 23. “Ana babam fazla ciddi olmayan ve sıyrık gibi görünen kesiklerimi fark ettiler . . . . Bazen de daha önce görmedikleri bir kesiğimi fark ediyorlar, ben de bir bahane uyduruyorum. . . . . Bunu bilmelerini istemiyorum” Aslı, 13. “11 yaşımdan beri kendime zarar veriyordum. Tanrı’nın insan bedenine büyük değer verdiğini biliyordum, ama bu bile beni durdurmadı” Ceren, 20. ŞULE, Aslı ya da Ceren gibi birini sen de tanıyor olabilirsin.* Bir okul arkadaşın kendine zarar veriyor olabilir. Ya da kardeşin. Veya sen kendine zarar veriyor olabilirsin. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde, çoğu gençlerden oluşan milyonlarca insanın, keserek, yakarak, morartarak ya da derilerini kazıyarak kendi bedenlerine zarar verdikleri tahmin ediliyor.* Gerçekten de bu kişiler kendilerine kasten mi zarar verirler? Geçmişte böyle bir davranış birçok kişinin aklına garip bir akımı ya da tarikatı getirirdi. Bununla birlikte, son yıllarda bedenini yaralayarak kendine zarar verenlerin sayısı çarpıcı biçimde artmıştır. Gitgide daha fazla kişi bu sorunu yaşadığını itiraf ediyor. ABD’deki bir tedavi merkezinin müdürü olan Michael Hollander’ın dediğine göre, “tüm doktorlar bu sorunun büyüdüğünü söylüyor.” Kendine zarar verme davranışı genellikle öldürücü olmasa da tehlikelidir. Betül’ün örneğine bakalım. O şunları anlatıyor “Kendime zarar vermek istediğimde jilet kullanıyorum. Bu yüzden iki kere hastanelik oldum. Bir keresinde de derin bir kesikten ötürü acil servise gitmek zorunda kaldım.” Artık bir yetişkin olan Betül de bu davranışta bulunan birçokları gibi kendine zarar vermeye devam ediyor. “15 yaşımdan beri bunu yapıyorum ve şu anda 30 yaşındayım” diyor. Sen ya da bir tanıdığın, kendine zarar verecek davranışlara hiç yenik düştünüz mü? Eğer böyle olduysa umutsuzluğa kapılma. Yardım alabilirsin. Uyanış! dergisinin gelecek sayısında kendine zarar veren kişilere nasıl yardım edilebileceği ele alınacak.* Öncelikle bu davranışı sergileyen insanları ve bunu neden yaptıklarını ele almak yararlı olacaktır. Geniş Bir Geçmiş Yelpazesi Kendine zarar veren kişileri, ya da diğer adıyla kendi bedenini yaralayanları tek bir kategoriyle sınırlamak zordur. Bazıları sorunlu ailelerden gelirken başkaları sağlam, mutlu ailelerden gelir. Kimi, okulda başarısızken kimi başarılıdır. İnsanlar sorunlarını her zaman dışa vurmadıkları gibi, kendine zarar veren kişiler de genellikle bir sorunları olduğunu pek belli etmezler. Mukaddes Kitap, “gülerken bile yürek dertlidir” der Süleyman’ın Meselleri 1413. Bunun yanı sıra, kendine zarar vermenin derecesi kişiden kişiye değişir. Örneğin bir araştırma, bazılarının kendine yılda bir kere zarar verdiğini, başkalarının ise bunu günde iki kere yaptığını ortaya çıkardı. Kendine zarar veren erkeklerin sayısının geçmişte düşünüldüğünden daha fazla olması ilginçtir. Ancak sorun daha çok genç kızlar arasında görülüyor.* Kendine zarar verenler farklı geçmişlere sahip olsalar da bazılarının ortak özellikleri vardır. Bir gençlik ansiklopedisine göre, “ergenlik çağında kendine zarar verenler genellikle duygularını anlatmak konusunda başkalarına pek güvenmeyen, kendini güçsüz, yalnız ya da dışlanmış hisseden, korkan ve özsaygı eksikliği olan kişilerdir.” Elbette bazıları, bu tanımlamanın büyüme döneminde korkularla ve güvensizlikle yüz yüze kalan neredeyse her genç için geçerli olabileceğini söyleyebilir. Ancak kendine zarar veren kişiler için bu mücadele özellikle zordur. Bir kişinin sıkıntı veren duygularını kelimelerle ifade edememesi ve bir sırdaşa açılamaması, okuldaki baskıları, işyerindeki talepleri ve evde çıkan anlaşmazlıkları gözünde büyütmesine yol açabilir. Kendine zarar veren biri kendini çaresiz hisseder ve konuşacak kimsesi olmadığını düşünür. Hissettiği baskı dayanılmaz gibi görünür. Sonunda da kendine fiziksel zarar vererek, çektiği acıyı dindirebileceğini ve böylece geçici bir süre için de olsa yaşamına devam edebileceğini düşünmeye başlar. Kendine zarar veren kişiler çektikleri duygusal acıyı dindirmek için neden fiziksel acıya başvururlar? Örneklemek gerekirse, iğne vurulmak üzere bir doktorun muayenehanesinde beklerken hissettiklerini düşün. İğneyi görünce dikkatini onun vereceği acıdan başka yöne çekmek için, farkında olmadan hiç etini çimdiklediğin ya da tırnağını etine batırdığın oldu mu? Kendine zarar veren kişinin yaptığı, daha ciddi boyutta olsa da buna benzer. Kendine zarar veren bir kişi için bedeninde yara açmak, dikkatini başka bir yöne çevirmenin ve canını yakan duygusal acıları dindirmenin bir yoludur. Yaşadığı duygusal acı öyle büyüktür ki fiziksel acıyı buna tercih eder. Kendi bedeninde yara açan bir kız belki de bu yüzden, yaptığını korkularının ilacı’ olarak tanımlamıştır. “Stresle Başa Çıkmanın Bir Yolu” Bu davranış hakkında bilgisi olmayanlar, kendine zarar vermeyi intihar eğilimi olarak görebilirler. Ancak durum genellikle böyle değildir. Gençlerle ilgili bir derginin editörü olan Sabrina Solin Weill şunu yazdı “Genel olarak bu yola başvuran insanlar yaşamlarını değil, acılarını sona erdirmeye çalışırlar.” Yine de bir kitap kendine zarar verme davranışının, “yaşamdan kurtulmaktan çok yaşamı kurtarmak’” olduğundan söz eder. Bu, “stresle başa çıkmanın bir yolu” olarak da adlandırılır. Peki ne tür bir stres? Kendine zarar veren birçok kişinin bir tür travma yaşadığı görüldü. Bunun nedenleri arasında, çocukluk döneminde kötü muamele görmek ya da ihmal edilmek sayılabilir. Başkalarında ise etken, aile içi şiddet veya alkolik bir anne ya da babadır. Bazılarında ise ruhsal bir bozukluk söz konusu olabilir. Elbette başka sorunlar da olabilir. Örneğin Sara mükemmeliyetçiliği yüzünden kendine zarar verme noktasına kadar gitti. Ciddi hatalar yaptıktan sonra İsa’nın takipçisi olan ihtiyarlardan yardım almasına rağmen, sıradan hataları nedeniyle kendini son derece suçlu hissediyordu. Sara “Kendime karşı acımasız davranmam gerektiğini hissediyordum. Benim için kendimi disipline sokmanın tek yolu kendime zarar vermekti. Kendimi disipline sokmanın’ kapsamına, saçımı yolmam, bileklerimi ve kollarımı kesmem, dövünmem ve kendimi yaralamam giriyordu. Ayrıca, ellerimi aşırı sıcak suyun altına tutarak, dondurucu soğuk havalarda ceketsiz dışarıda kalarak ya da tüm gün hiçbir şey yemeyerek de kendimi cezalandırırdım.” Sara için bedenine zarar vermek kendine duyduğu nefretin bir yansımasıydı. O ayrıca şunları söylüyor “Yehova’nın hatalarımdan dolayı beni bağışladığını bilmeme rağmen, beni affetmemesini istediğim anlar oluyordu. Kendimden öylesine nefret ediyordum ki, bu yüzden acı çekmek istiyordum. Hıristiyan Âleminin öğrettiğinin aksine Yehova’nın cehennem gibi bir yerde bize işkence çektirmeyi aklından bile geçirmediğini bildiğim halde, böyle bir yeri sadece benim için yapmasını isterdim.” Çetin Bir Dönem’ Bazıları böyle rahatsız edici bir davranışın neden özellikle son zamanlarda ortaya çıktığını merak edebilir. Bununla birlikte Mukaddes Kitabı inceleyen kişiler, şu anda “çetin ve bunalımlı bir dönem”de olduğumuzu bilir 2. Timoteos 31. Bu nedenle onlar, gençler de içinde olmak üzere insanların açıklanması zor olan davranışlarda bulunmalarına şaşırmazlar. Mukaddes Kitap “gasıplık hikmetli adamı delirtir” der Vaiz 77. Bazen, ergenlik döneminin zorluklarının yanı sıra hayatın acı deneyimleri de, gençlerin kendine acı vermeyi de içeren zararlı davranışlarda bulunmasına yol açabilir. Kendini dışlanmış hisseden ve kimsenin onunla konuşmayacağını düşünen bir genç, acısını dindirmek için kendine zarar verebilir. Ancak kendine zarar vererek elde edeceği aldatıcı rahatlama kısa sürelidir. Er ya da geç o sorunla tekrar yüz yüze gelecek ve kendine zarar verme eğilimi yine baş gösterecektir. Genel olarak, kendine zarar verenler bu davranıştan kurtulmak isterler, ancak bu hiç de kolay değildir. Bazıları kendine zarar verme davranışından nasıl kurtuldu? Bu konu Şubat 2006 tarihli Uyanış! dergisindeki “Kendime Zarar Vermekten Nasıl Vazgeçebilirim?” başlıklı “Gençler Soruyor . . .” makalesinde ele alınacak. [Dipnotlar] Makaledeki bazı isimler değiştirilmiştir. Kendine zarar vermek vücuda “piercing” ya da dövme yaptırmakla karıştırılmamalıdır. Bunlar “zorlanımlı davranışlar” değil, genellikle geçici bir hevesle yapılan şeylerdir. Uyanış! dergisinin Kasım 2000 sayısının 26, 27. sayfalarına bakın. Levililer 1928’de “Ölüler için bedeninize yara açmıyacaksınız” der. Ölülerin tanrıları olarak görülen güçleri memnun etmek için yapıldığı düşünülen bu putperest gelenek, burada sözü edilen kendine zarar verme davranışından farklıdır. Bu nedenle makalede genelde kendine zarar veren genç kızlardan söz edeceğiz. Ancak aynı ilkeler erkekler için de geçerli olabilir. ŞUNLARI DÜŞÜN ◼ Bazı gençler neden kendilerine zarar veriyor? ◼ Bu makaleyi okuduktan sonra, üzücü duygularla daha iyi bir şekilde nasıl mücadele edilebileceğini düşündün mü? [Sayfa 11’deki pasaj] “Gülerken bile yürek dertlidir” Süleyman’ın Meselleri 1413. [Sayfa 11’deki pasaj] “Genel olarak bu yola başvuran insanlar yaşamlarını değil, acılarını sona erdirmeye çalışırlar” [Sayfa 12’deki pasaj] “Çetin ve bunalımlı bir dönem”de yaşıyoruz 2. Timoteos 31.
Psikoloji Bozukluğu nedir? Merhaba sevgili dostum. Şu hayatta hepimiz sorunlar yaşarız canımız sıkacak hayattan belki biraz uzaklaşmamıza neden olacak sorunlar yaşayabiliriz ama ne zaman bu sorunların bizim psikolojimizi bozduğunu bilmek o problemi çözmek, psikolojik bozukluğu ortadan ortadan kaldırmak adına çok önemli bu yazıda sana psikolojimizin bozuk olduğunu gösteren 12 işaretlerden bahsetmek istiyorum. Psikoloji Bozukluğu belirtileri nelerdir?Kişi Her Fırsatta UyurAlışverişBazı Konuları Kafamıza takarsınızSağlıklı ruhBağımlılıkHepimizin Hayatta Rutinleri Vardır Psikoloji Bozukluğu belirtileri nelerdir? Hepimizin en temel ve kendimizi birazcık da olsa sevmemiz, birazcık da olsa değer vermemiz gerekiyor. Eğer ki kişi kendisinde sevmiyorsa, kişi kendisinden nefret ediyorsa ve bu geçici bir durum değilse. Gün içerisinde yaşadığın düşüşlerden bahsetmiyorum ya da bazen bir haftan modun düşük bir şekilde geçebilir ve kendinle aran çok iyi olamayabilir. Ben daha uzun süreli bir algıdan bahsediyorum. Çok uzun zamandır kendinden nefret ediyorsan, kendinden bir şekilde tiksiniyorsan, hatta değersiz hissediyorsan bu senin psikolojik bir problem yaşadığının işareti olabilir. Sağlıklı bir ruh haline sahip olan insanlarda yaşadıkları problemlere karşı çözüm önerileri geliştirmeleri ya da mücadele etmelerini bekleriz ama bir insan psikolojik bir problem yaşıyorsa ortaya şöyle bir durum çıkar ortada bir problem var ve bazen bu problemin çözümü çözümü çok kolay olmasına rağmen bu kişiler ne yapar bu çözümle yüzleşmekten kaçınır ve kaçınma yöntemleri geliştirirler. Bazı kaçınma yöntemleri çok masumanedir. Kişi Her Fırsatta Uyur Psikoloji Bozukluğu Bazı durumlarda ise kendisini kötü hissettiği zaman ya da kendisine bir kötü davrandığı zaman onunla yüzleşmek yerine kendisini yemeye verir. Ne diyoruz buna? duygusal yeme böyle insanlarda obezite çok sık karşılaşabiliyor. Bazende daha ağır kaçınma yöntemleri de olabiliyor kişi ne yapar yaşadığı problem ile yüzleşmek yerine kendisini alkole verebilir, uyuşturucu maddeye verebilir. Uyuşturucu maddeyi kullandığı müddetçe ne olacak? O problemi hatırlamayacak ve bir bakarsın ki öyle bir zaman diliminde kişi ne yapmış oldu alkolle kendini uydurmuş oldu, madde ile uyuşturulmuş oldu o süreçte problemlemlerden kaçmış oldu. Ne olacak? Uyandığı zaman o problem orada olduğu gibi duracak. Bu sefer daha fazla madde daha fazla alkol kullanmaya başlayacak. Alışveriş Bir şekilde aşırı işkolik olma ile kendi problemlerinden kaçma yolunu tercih edebilir bunlarda işaretlerden bir kaçı. Diğer insanlarla kurduğumuz ilişkileri de de bizim Ruh sağlığımızı anlamamızı noktasında en önemli şeylerden birisi. Eğer ki sen sen çevrendeki bütün insanlarla problem yaşıyorsan, bir şekilde herkesle kavğalıysan, herkesle küssen ya da bu insanlarla ilişki kurmakta zorlanıyorsan bu insanlarla ilişki kurmakta zorlanıyorsan, yapayalnız kalmışsan, bir kişi bile bulmakta hatırlamakta zorlanıyorsan çevrende işte bu da Senin bir problemin. Senin psikolojik bir problem yaşadığını gösterebilir. Bazı Konuları Kafamıza takarsınız Eskiden aramız iyi olabilir insanlarla sonrasında bazı şeyler yaşarız. Bir şekilde bir takıntı geliştiririz ya da kaygı bozukluğu yaşıyor olabiliriz. Böyle durumda yaşadığımız belirtilerle beraber etrafımızdaki insanlarla ilişkimiz bozuluyorsa okul hayatımızda, İş hayatınızda başarımızda düşüşler olabiliyorsa, konsantrasyon problemi yaşıyorsak ve bu bir-iki günlük değil de uzun süren bir şekilde artarak devam ediyorsa bu da bir psikolojik problem yaşadığımızı gösteriyor olabilir. Sağlıklı ruh Sağlıklı ruh haline sahip olan insanlar hayatta istedikleri ve korkuları konusunda bir denge oluştururlar. Hepimizin hayata ilişkin Korkuları vardır. Hepimizin çekingen olduğu taraflar vardır ama bir insanın psikolojik anlamda sıkıntıları varsa korkularının eseri olmuştur. Hayata dair bir sürü beklentisi vardır ama 1 adım atma konusunda bile ciddi sıkıntı yaşar ve bundan dolayı o korku etrafını dikenli teller ile çevirir ve kişi istediklerini hiç yapamadığı için çok mutsuz olur. Bir şekilde o korkuyu da aşamadığı bu kısır döngü içinde kapalı kalır ve mutluluk huzur iyi hisler kişiden uzak kalır bu durumdaysan, korkularını esiri esiri olmuşsan bu da senin psikolojik bir problem yaşadığını gösteriyor olabilir. Bağımlılık Kişinin kendi ruh sağlığını değerlendirirken dikkat etmesi gereken en önemli şeylerden birisi de yaşadığı bağımlılıklardır. Bağımlılık dediğimiz mevzu nedir? Temelde bir şey bize zarar verdiği onu yanımızda hayatımızda tutma ısrarımızdır. Bu sadece uyuşturucu madde ve alkol değil bazen bize zarar veren bir iş ortamı olabilir, bazen bize zarar veren insanlar olabilir, bize zarar veren bir ilişkimiz bile olabilir. Bak etrafına bir sürü kendisine ciddi ve inanılmaz zarar vermesine rağmen o insanlara bağımlı olduğu için hayatında tutar. Ne oluyor böyle olunca? Bu bağımlılıktan kurtulma hali hem psikolojisini dibe götürecektir daha dipte yaşamasına sebep sebep yaşamasına sebep olacaktır hem de eger normal bir psikolojiye sahip olsa bile öyle sıkıntılı bir insan ile birlikte olduğu için ruh hali daha kötüye gidecektir. Hayatta hepimizin başına iyi ya da da kötü şeyler gelebilir. Kötü şeyler geldiği zaman üzülürüz yakalarız ve bundan dolayı bir süre boyunca bu olumsuz şeyden etkileniriz ama sağlıklı ruh haline sahip olan insanlar bir süre sonra adapte olma yetenekleri sayesinde o şeyleri unutmazsa bile hayatına devam edebilirler. Bu bir kayıp da olabilir, bir iflas da olabilir. Bir ayrılık da olabilir ne oluyor? Bundan sonra kişi diyor -Evet özlüyorum onu bir şekilde hala az da olsa acı çekmeye devam ediyorum ama hayat devam etme noktasına geliyor; ama bir insan psikolojik problem yaşıyorsa ve yaşadığı şeyden dolayı yaşadığı durum psikolojik probleme dönüşmüşse, yıllar geçse bile adapte olma yeteneğini kullanamıyor. Bir bakıyorsun ki bir aylık ilişkiden sonra 5 yıl boyunca acı çekiyor ya da yaşadığı kayıptan dolayı ne yapıyor? Kendini içine kapatıyor iflastan dolayı bir daha çalışmayı tercih ediyor. Ne yapmış oldu? adapte olmadı. Kendini korkularının esiri haline getirmiş oldu. Bu da bir Psikoloji Bozukluğu yaşadığının işareti olabilir. Hepimizin Hayatta Rutinleri Vardır İştah düzenimiz, uyku düzenimiz etrafımızdaki insanlarla olan ilişkimiz bugüne kadar az çok etrafımızdaki insanlar derki ya da kendimiz için bile diyebiliriz. Reyhan’ın şöyle bir iştahı vardır iştahı vardır. Reyhan az yer, çok yer, Reyhan şu saatte yatar, şu saatte kalkar, Reyhan’ın arkadaşları şunlardır, şu zaman diliminde görüşüyor. Reyhan sosyal bir insandır. Reyhan daha fazla kendi kendine-kendine zaman geçirmeyi seven bir insandır. Yani hepimizin bilindik bir rutinleri vardır ama bazen psikolojimiz bozuldu zaman bu rutinler allak-bullak olur. Az iştahı olan bir insan aşırı yemeye başlar. Normal iştahı olan bir insanın iştahı kesilir. Yakın zaman içinde çok-çok ciddi kilo verme problemi yaşar. Uykusuz olan bir insan, az uyuyan bir insan yataktan çıkmak istemeyebilir. Bir şekilde çok uyuyan bir insan yatağa girdiği zaman yatakla savaşmaktan düşünmekten sabahlara kadar uykusuz kalabilir. Etrafımızdaki insanlarla bir ilişkimiz varken onlarla ilişkimizi keseriz. Eve kapanırız ya da bir şekilde hiç olmadığı halde, öyle ilişkilerimizin olmadığı halde saçma sapan ilişkiler yaşamaya başlarız. Ne oluyor? Normaldaki çizgimiz kısa bir zaman içinde tam aksi yönünde değişim gösteriyorsa bu da Psikoloji Bozukluğu gösteren işaretlerden birisi olabilir. Ya bu insanlar nasıl mutlular? Psikolojik problem yaşadığını da gösteren bir diğer işaret de etraftaki insanlar gözlemlediğin zaman şöyle bir his geliyorsa içine ya bu insanlar nasıl mutlular? Mutlu olacak bişeyleri nereden buluyorlar? Ben neden bu şekilde yaşıyorum? Bu hayat neden bana bu kadar zor geliyor. Eğer kendini karanlık kutu içinde hissediyorsan ve diğer bütün insanlar sana mutlu oluyormuş gibi geliyorsa, işte burada bir problem olduğu düşünebiliriz düşünebiliriz. Bu da bizim Psikoloji Bozukluğu hastası olduğumuz anlamına gelebilir. Bazen de diğer insanların çok da umursamadığı minicik bir şeyi çok fazla büyütüyor olabiliriz. Bu bir hastalanma korkusu olabilir, kirlenme korkusu olabilir ya da başımıza bir şeyin şeyin gelebileceğini düşünme hali olabilir. Böyle bir durumda bizi tanıyan, seven insanlar bile ya abartıyorsun Reyhan bu kadar büyütecek bir şey yok demesine rağmen, bunu bir-birini tanımayan insanlar teyit etmesine rağmen sen ısrarla o önemsiz gördüğün şey konusunda ciddi anlamda kayğılanıyorsan ve bu Kaygın senin hayatını etkiliyorsa, uykuların etkiliyorsa, ilişkilerini etkiliyorsa burada ciddi bir Psikoloji Bozukluğu işareti olabilir. Bizi iyi eden şeylerin başında da ilişkiler geliyor. Bizi kötü hale getiren şeylerin başında da da ilişkiler geliyor. Yaşadığımız ilişki zorlu bir ilişki ise, her daim tetikte olmamızı gerektiriyorsa, bir şekilde devamlı tartışma, gerginlik içindeysek kişi bir tarafı ile bu ilişkiye alışıyor sanki işin normali buymuş gibi geliyor zihinsel anlamda çok fazla acı çekmediğini hissediyor ama senin zihinsel anlamda acı çekmiyorum gibi hissetmen zihinsel ve bedensel olarak hasar almadığın anlamına gelmez. Böyle bir durumda gergin bir ilişki içindeysen ve bu gerginlik hiç bitmiyorsa, her zaman sıkıntı çıkacak bir mevzu varsa bu da da senin farkında olmadan psikolojini bozmuş olabilir. Böyle bir durumda da üzerinde durulması gerekiyor. Çevremizdeki insanların da bizim hakkımızdaki geri bildirimleri gerçekten değerlidir ama bu geri bildirimlerin kimin verdiği de önemli eğer çok narsistik yapıda ya da bizi aşağılamaya, görmeye çalışan bir insanın veriği geri bildirimi çok ciddiye almamalıyız. Bu insanlar ya senin Psikolojin bozuk senin psikologa gitmen gibi durumları bizim daha kötü hissetmemiz için söylüyor olabilirler; ama daha öncesinde fikrine, sağduyusuna, iyi niyetine güvendiğimiz insanlar tarafından “Ya acaba sen bir yardım mı alsan Reyhan” “Eskisi gibi değilsin bazı şeyleri sanki daha büyütüyorsun” “Seni mutsuz görüyorum gergin görüyorum” geri bildirimler varsa kişi kendi hissetmiyor olabilir ya da normal geliyor olabilir. Yaşadığı şeyler böyle durumlarda o insanların bize verdiği geri bildirimlere dikkat etmemiz gerekiyor. İşte bu saydığım şeylerin bir çoğunluğu bir arada yaşıyorsan ve bu belirtiler gün içinde gelip giden şeylerden bahsetmiyorum sizde. Uzun süreli devam ediyorsa geçmiyorsa ve hatta artarak devam ediyorsa bir Psikoloji Bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz. İnsanların birçoğu aslında psikolojik problemleri kendilerinin çözebileceğiniz zannediyor. Hafif problemler belki çok hafif yaşıyorsan eğer yaşadığın problemi ama orta veya ağır seviyedeki problemlerde genelde yardım almadan çözüm noktasına ulaşmak pek mümkün olmuyor. Ama hala bazı insanlarda şey var psikologa gidersem psikiyatriste gidersem ne olacak yani? İnsanlar bana deli diyecekler. Nasıl bir çözüm olacak ki? Halbuki birçok psikolojik problemler gerçekten bazı durumlarda ilaç yardımıyla, bazı durumlarda psikoterapiyle, bazen ikisinde kombine ederek çok güzel sonuçlar verebiliyor. Bu yazımızda şuanda söylemek istiyorum ilaçlar konusunda ciddi bir ön yargı var. Evet bu ön yargı da kendi-kendine oluşmadı. Daha önce belki de çok daha işini ciddiye almayan, işini sevmeyen doktorlar tarafından her durumda selam versen antidepresan yazıldığı için böyle bir algı oluştu. Bugüne kadar ama şunu net olarak söylemeliyim bu algıdan dolayı bazı problemlerde gerektiği halde bile kişiler ilaç kullanmaya biliyorlar. Bazı durumlarda bazı psikolojik problemler de ilaçsız tedavi maalesef mümkün değil ama bir çok psikolojik problemde en iyi çözüm yöntemi hem ilaç kullanmak hem de psikoterapi almaktır. Bunu asla es geçmemek lazım. Sadece ilaç ya da sadece terapi bazen etkisiz kalabiliyor. İkisini bir arada kullandığımız zaman çok güzel sonuçlar alabiliyoruz. Diyelim ki bu belirtileri yaşıyorsun ne yapacaksın? Nereden başlayacaksın? Öncesinde bir psikiyatrik muayeneye görünmenizi öneririm. Böyle bir yardım almanızı öneririm zaten. Bilinçli bir doktor psikiyatriste gittiğiniz zaman kendisi sizi terapi konusunda yönlendirecektir. İlaç konusunda da da yönlendirecektir. Bir şekilde bu yola girmeniz lazım. Öbür türlü insanların ömrü geçiyor, yılları geçiyor, böyle acı içinde karanlık içinde bunları yaşamak zorunda değilsin. Bu yazımı okuduğun için teşekkür ediyorum güzel insan. Eğer bu yazıyı beğendiysen sitenin bildirimlerini açmayı unutma. Psikolojik nefes darlığı nasıl geçer yazımızda mutlaka dikkatinizi çekecektir.
Kendine zarar veren insanlar veya kendine zarar verici davranışlar sergileyenler tamamen mantıksız ve çılgın gibi görünürler. Ancak, bu hepimizin içinde daha büyük ya da daha az ölçüde taşıdığımız olumsuz bir dürtüdür. Bu yazımız kendine zarar veren insanlara ışık Freud, hepimizin hayata ve her şeye karşı yapıcı bir itici güce sahip olduğunu ve onu “yaşam yolculuğu” olarak adlandırdığını söyler. Ayrıca bizi ölüm ve yıkıma yönelten bir karşı noktamız var olduğunu de belirtir. Bu “ölüm tahriki” olarak adlandırdığımız şeydir.“Yıkıma yakalandığında, yaratılış için bir kapı açmalısın.” – Anais NinTarih boyunca ve tüm kültürlerde savaşların olmasının nedenlerinden biri budur. Aynı zamanda birçok insanın kendini yıkıcı davranışlar geliştirmesinin nedeni de budur. Ancak, bu davranışlar sadece bazı durumlarda kalıcılık bu çok fazla öfkeye meydan veren durumlar olduğunda ortaya çıkar. Gerçekte, bu saldırgan dürtüler başka bir şeye yönlendirilir, fakat bir nedenden dolayı onları ifade etmek imkansızdır. Bazen, bunun nedeni sevdiklerine yönelmeleri veya bireylerin kendilerine ses vermekten durumlarda, kişi saldırganlığı kendi üzerine çevirir. Ve o vakit, kendilerini en kötü düşmanı olarak gördüklerinde ve kendilerini yıkıcı kişilikler oluşturmaya başladıklarında farklı sonuçlar ortaya çıkar. Kendine zarar veren insanları en iyi tanımlayan on Kendine zarar veren insanlardaki olumsuz fikirlerKendine zarar veren insanların fikirleri, birini devalüe etmek, ilerlemelerini engellemek ya da başkalarının başarılarını engellemeyi amaçlayan tüm düşünceleri içerir. Kendine zarar veren bir kişinin zihninde, bu düşünceler neredeyse otomatik olarak ortaya “kendini gerçekleştiren kehanet” için bir bağlam geliyor bunu başaramayacaksınız, bunu başaramayacaksınız. Bu bağlamda, bu düşünceler o kadar güçlü ki, kendi kendine gerçekliği yaratıyor. Diğer bir yaklaşım ise kişinin neyinin eksik olduğunu, neyinin mükemmel olmadığını ya da sahip olmadığı şeylerini her zaman hatırlatması ve kendine bunu inandırmasıdır. Kısacası bütün bu olanlar kendini yok etmek için güçlü bir Pasiflik ve zorlanılmış kabiliyetsizlikBu durumda pasiflik, bir duruma veya bireysel zarara neden olan durum karşısında hareket etmekten vazgeçmekle ilgilidir. Kişi olumsuz bir şey olduğunun farkındadır, ancak bunu durdurmak veya etkisini kontrol etmek için hiçbir şey yapmaz. Örneğin pasiflik, çevremizin kendimizi kötüye kullanmalarına izin verirsek veya saldırganlığa karşı kendimizi savunmazsak ortaya kabiliyetsizlik, beceri eksikliğini vurgulayan bir eğilimdir. Kişi bir şey yapmaya çalışmadan önce, bir şeyi başarmayı zorlaştıran tüm kişisel sınırlamalarını abartır ve sonucunda bunun üstesinden gelmek yerine yenik Beslenme bozukluklarıBeslenme tarzımız, kendimiz hakkında ne düşündüğümüz ve hissettiğimiz hakkında çok şey söylüyor. Aslında, yemek yememek, kişinin kendini cezalandırması olarak görülür. Ve bu kişiler vücuduna sağlıklı kalmak için ihtiyaç duydukları besinleri durum spektrumun karşıt ucunda da olur. Çok fazla yemek yemek, hem kısa hem de uzun vadede farklı sağlık sorunları oluşturur. Bu bazen doyumsuz bir iştaha yol açar. Ancak ne kadar yedikleri önemli değildir, tatmin olmazlar ve bunun yerine, üzüntü, suçluluk gibi etkenler daha fazla yemek yeme isteğine yol açar. Ardından bu yaklaşım obezite, kalp krizi, tansiyon, şeker gibi hastalıklara davetiye Başkalarına zarar vermek ve kendine acımakKendine zarar veren insanlar genellikle başkalarına karşı düşmanca ve zararlı tutumlar takınırlar. Gereksiz çatışmalar yaratırken, düşüncesiz, kaba, kıskanç ve dedikoducu bir yapıya sahiptirler. Diğerler insanları, temel olarak bir çatışma kaynağı ve sorun olarak görürler. Onlara göre diğer insanlar onları her zaman hayal kırıklığına zaman, bu çatışmalardan sonra, kendilerine acıma duygusunu kalplerinin derinliklerinde hissederler. Saldırırlar, ama diğer kişi karşılık verdiğinde, kendine zarar veren kişi haksız bir eylemin kurbanı gibi davranır. Hakaret ederler ama hakarete maruz kaldıkları zaman kendileri için üzülürler. Kendine zarar veren insanlar, ne ekersen onu biçersin sözünü asla kabul Kendine zarar veren insanlar ve madde bağımlılığıKendine zarar vermek bazen belirgindir ve bazen çok fazla değildir. Bazı insanlar kasten kendilerini yaralarlar Kendilerini kesip saçlarını yolarlar. Ayrıca kendilerini nispeten sık kazalara neden olan riskli durumlara maruz bırakırlar. Başka bir şekilde ise bunu hassas vücut kısımlarında ağrılı dövmeler veya piercingler yaptırmak gibi daha az belirgin bir şekilde zarar veren maddeleri kötüye kullandıklarında kendilerine zarar verme de söz konusudur. En bariz durum, alkol gibi aşırı uyuşturucu kullanmalarıdır. Bağımlılıklar son derece zararlıdır ve yoğun dozda kullanımında ise, müdahale olmazsa daima ölüme yol Sosyal İntiharSosyal intihar, çevresindekilerle duygusal bağları bitirdiğinde ortaya çıkar. Bu genellikle aşamalı bir süreçtir. Birincisi, başkalarıyla birlikte olma konusunda bir isteksizlik vardır ve bu durum azar azar ilerleyen bir sosyal yalıtıma dönüşür ve kişi kendini toplumdan zarar veren insanlar sadece kendilerini değil, başkalarını da rahatsız eden bir dizi davranış sergilerler. Bazen aşırı çekicidirler veya başkalarına karşı hor görünürler. Daha sonra başkaları tarafından olumsuz muamele görürler. Ama başkalarını reddetmelerinin haklı olduğunu Duygularını gizlemek ve yardımı reddetmekKendine zarar veren insanların kendilerine karşı dürüst olmaları çok zordur. Kendi duygularını anlamakta ve duygularını tanımakta başarısız olurlar. Bunun yerine bilinçsizce duygularını gizli tutmaya çalışırlar. Davranışlarını haklı çıkarmak için her türlü rasyonelleşmeye sahiplerdir ve bir problemleri olduklarında asla kabul etmeye yatkın nedenle, kendine zarar veren insanlara yardım etmek de oldukça çok zordur. Çevresinden birisi bir psikologu ziyaret etmesini tavsiye etse, bunu saldırganlık ve hor görme işareti olarak algılayacaklardır. Tavsiye alırlarsa ya da birileri davranışlarını değiştirmeleri gerektiğini ima ederse gayet agresif davranabilirler. Bu insanlar iyi olmak istemekten ziyade aynı şekilde davranmaya devam etmekte ısrar Fiziksel ve zihinsel ihmalKendine zarar veren insanlar çoğunlukla kendi bedenlerini unuturlar. Fiziksel egzersiz yapmazlar ve fiziksel egzersiz hakkında umursamaz bir tavır takınırlar. Ayrıca, bedenleri, tabii ki cinsellik gibi fiziksel hazları hakkında da olumsuz bir düşünceye sahiptirler. Kişisel görünümlerine önem vermezler. Vücut bakımına olan ilgisizlikleri, kendilerini ne kadar az takdir ettiğinin bir akıllarında olan sorunları çözmek ve sorumlulukları yerine getirmek için hiçbir çaba sarfetmezler. Insomnia problemleri varsa, bunu kabul ederler ve bunu çözmek için harekete geçme konusunda isteksizdirler. Duygusal rahatsızlık hissederlerse, kendilerini mağdur etmeyi tercih ederler ancak bunu değiştirmek için hiçbir şey Gereksiz öz-fedakârlıkHayat birçok durumda fedakarlık gerektirir. Ancak, kendine zarar veren insanlar daha yüksek bir başarıya ulaştıklarında veya daha iyi bir refah seviyesi yakaladıklarında kendilerini daha değerli hissederler. Kendine zarar veren insanlar kötü durumlara yol açan sabit bir etken haline geldiklerini anladıkları vakit, kendilerinde var olan yıkıcı davranışa karşılık insanlar, bu devam eden öz-fedakârlıkların asalet, iyi karakter ya da fedakarlık testi olduğunu varsayarlar ve buna göre davranırlar. Arka planda olan tek şey self-sabotaj eylemidir. Bu tür davranışları gizleyen şey arzuları, hayalleri ve başarıları konusunda pes etmelerine neden olur. Kendine zarar veren insanlar sadece iyi bir kişi olma şansını azaltmak için acı verici ya da zorlayıcı durumlardan kaçınmaktan Sabotaj ilişkileriDerinlerde, kendine zarar veren insanlar, aşka değer vermezler. Aslında, çok fazla öz saygıları yoktur ve sırf bu yüzden, bir şekilde her şeyin yolunda gittiği bir ilişkiyi tolere edemezler. Garip bir şekilde, eğer sevildiğini veya takdir edildiğini hissederlerse, buna son vermek için elinden gelen her şeyi yapacaklardır. Şanslı olmaktansa kurban olmayı tercih ederler ve bundan memnuniyet duyarlar. Bu durumda kısacası sırf şikayet etmek için şanslı olmayı ret ek olarak, muhtemelen kaprisli veya talepkar olmaları muhtemeldir. Yapılması gereken herhangi bir yolla, diğer kişiyi onlarla bir ilişkiye sahip olmaya değmediğine ya da deneyimledikleri sevgine vakıf olmadıklarına ikna etmeye çalışırlar. Pozitif ilişkileri sabote etmeyi, kendilerine zarar vermenin diğer bir yolu olarak davranış türü, sindirilmemiş deneyimlerden ve kendi imajını yapılandırmakta zorlanan bireyleri konu alır. Kendine zarar veren insanlar, her şeyden önce, kendilerinin kurbanlarıdır. Bu insanlar Kendilerini savunamayacakları bir kişi ya da durumun empoze ettiği manada yakalanırlar. Bu kimlik, travmatik koşullardan kaynaklanmaktadır. Kişi, çarpık bir görüntüyü yansıtan bir aynanın içine sıkışmış gibi özelliklere sahip olanların benlik saygısı konusunda zorluk yaşadıkları doğrudur. Fakat bunun ötesinde, kendilerini algılamakta bir zorluk çektikleri göz ardı edilemez. Kendinizi daha yapıcı bir şekilde görmek, bir otorite figürüne ya da belirli bir görev yerine meydan okumayı gerektirir. Bu pozisyonun arkasında yatan şey bilinçsiz korku, örneğin annesinden veya babasından daha mutlu olmaktır. Ya da, örneğin, bir dini “hakikat” in doğru olmadığını kanıtlamak gibi. Durum ne olursa olsun, kendine zarar veren insanların profesyonel tedavi görmesi çekebilir ...
Kendine zarar verme, kişinin bedenine zarar gelmesine neden olan bir davranışı kasten gerçekleştirmesine işaret eder. İnsanlar bazen acı verici duygu ve düşüncelere bir tepki olarak bazen de hayatlarını bir şekilde değiştirmek için kendine zarar verir. Kendine zarar verme nedenleri ve verilen zararın büyüklüğü değişken olmasına karşın, her türlü kendine zarar verme davranışının kişinin iyi olma durumunu ve geleceğini olumsuz etkilediği dikkate alınmalıdır. Kendine zarar verme kişinin zorlu bir yaşam olayıyla ya da stresle baş etmekte güçlük yaşadığının bir işareti de olabilir. Diğer baş etme yollarından daha olumsuz olan kendine zarar verme, kişinin ileride kendine zarar verme ve intihar etme riskini arttırır. Birçok kişi diğerlerinin anlamayacağı bir şekilde kendine zarar vermektedir. Kendilerini oldukça yalnız hissedebilirler, ancak gerçek şu ki ulaşılabilir bir yardım her zaman vardır. Kişinin güvendiği birine; öğretmenine, arkadaşına ya da ebeveynine bu durumu anlatması yardımcı olabilir. Bu tarz bir konuşma, kişinin kendine neden zarar verdiğini anlamasını sağlayacağı gibi yaşadığı problemin üstesinden gelmesine de yardımcı olabilir. Sosyal destek, kendine zarar verme, madde bağımlılığı, akademik baskı ve diğer problemlerin üstesinden gelmeye yardımcı olabilir. Bununla birlikte doktoru kişiye yardımcı olabilir, onu bir terapiste ya da psikiyatrise yönlendirebilir. Kendine zarar verme deneyiminin paylaşımı, bunun üstesinden gelmede en önemli adımlardan biridir. Kişinin kendine neden zarar verdiğine bir anlam vermekte güçlük çekseniz bile, kendine zarar veren biriyle bunu açıkça konuşmak önemlidir. Kendilerine zarar verdiklerini sizinle paylaşmaları, başka kişilerden de yardım almaya açık oldukları anlamına gelmektedir. Kendilerine zarar verdiklerini bir sır olarak saklayacağınıza söz vermemeniz önemlidir. Bununla tek başınıza baş etmeyi beklemeyin ve yardım isteğinde bulunun. Arkadaşınıza yardım etmek için yapabileceğiniz bazı şeyler vardır Arkadaşınıza bu konuyu bir ebeveyni, öğretmeni ya da doktoruyla konuşma konusunda rahat olup olmadığını sorabilirsiniz Güvendiği biriyle yapacaği konuşmada bulunmanız ve arkadaşınıza eşlik etmeniz yardımcı olabilir. Kişinin bu davranışının kendisini tehlikeye soktuğunu hissederseniz, kişi yardım almayı reddetse bile güvenilir bir yetişkinden yardım isteyebilirsiniz.
Kendine zarar vermek, kişinin kasıtlı olarak kendi vücuduna zarar verip, yaralamasıdır. Genellikle duygusal stresle başa çıkmaya çalışmanın ifade edişi olarak tanımlanabilir. Bazen insanlar kendine zarar verdiğinde, ölmeyi düşündükleri bir düzeyde hissederler. İntihar nedeniyle ölen insanların yarısından fazlasında geçmişlerinde kendine zarar verdikleri dönemlerin olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak niyet daha çok kendilerini cezalandırmak, üzüntülerini ifade etmek veya dayanılmaz gerginliği azaltmaktır. Bazen bu üçünün bir karışımıda olabilir. Kendine zarar vermek bir yardım çığlığı olarak da yorumlanabilir. İNSANLAR NEDEN KENDİNE ZARAR VERİR? Kendine zarar verme düşünülenden oldukça yaygındır, özellikle genç insanlar arasında. Gençlerin yüzde 10’u kendilerine zarar verirken, bütün yaş gruplarında görülür. Bu oran genelde küçümsendiği için kendine zarar veren kişiler bu konuyla ilgili yardım aramazlar. Dayanılmaz duygusal stresle başa çıkmak için kendine zarar vermenin nedenleri şöyle sıralanabilir SOSYAL PROBLEMLER Okulda duygusal şiddet veya zorbalığa maruz kalmak, aile veya arkadaşlarla ilişkilerde problem yaşamak, işyerindeki problemler, cinsiyet problemleri eşcinsel veya biseksüellik, kültürel beklentilerle çakışmak; görücü usulü evlilikler… TRAMVA Fiziksel yada cinsel tacize maruz kalmak, yakın bir kişinin ölümü veya kadınlarda düşük yapmak… PSİKOLOJİK NEDENLER Sürekli tekrarlanan düşünceler ve seslerin kendine zarar ver demesi, kendisiyle ve çevresiyle bağların kopması veya kişilik bozukluğu. Bu sorunlar yoğun kızgınlık, suçluluk, umutsuzluk ve kendinden nefret etmeye yol açabilir. Kişi bu problemleri için bir yardım aramak yerine kendine zarar vererek bu duygulardan kurtulmaya çalışabilir. Kendine zarar verme endişe ve depresyonla bağlantılıdır. Bu tür ruh sağlığı durumları insanları her yaşta etkileyebilir. Kendine zarar verme anti sosyal davranışla beraber ilerleyebilir; okulda kurallara uymamak veya polise yansıyan olaylara sebep olmak gibi. Kendine zarar veren kişiler yüksek intihar riski taşısada, birçoğu intihar etmez. NEREDEN DESTEK ALINABİLİR? Ruh halinizin aniden kötüleştiğini düşünürseniz veya kendinize zarar vermekle ilgili düşüncelerinizin arttığını hissederseniz öncelikle mahalle doktorunuza; GP`nize ulaşın. Eğer bir risk durumundaysanız en yakın hastane aciline başvurun. Acil bir durumda 999 numaralı hattı arayın. Ailenizden veya yakınlarınızdan servislere ulaşmak için yardım isteyin. Bu konuyla ilgili acil bir yardım alma ve biriyle konuşma ihtiyacı duyarsanız, Hackney bölgesinde hizmet veren 0208 432 80 20 numaralı telefondan Acil Destek Hattı`nı haftanın her günü 24 saat boyunca arayabilirsiniz. 0208 432 80 20 numaralı telefonu aradığınızda 1’i tuşlayın ve telesekreter konuşması bitene kadar bekleyin. Aramanızı cevaplayan kişiye Turkish interpreter’ demeniz yeterli olacak. Size Türkçe konuşan tercüman bağlayacaklar. City and Hackney 24 Hour Mental Health Crisis Helpline 0208 432 80 20 Britanya Konuşma ile Terapi ve Psikoterapi Birliği BACP akredite belgeli Konuşma ile Terapi Servisimiz için Derman ile 020 7613 5944 numaralı telefon yada talkingtherapies email yoluyla iletişim kurabilirsiniz. BAŞVURULABİLECEK DİĞER ORGANİZASYONLAR Bu organizasyonlar kendine zarar vermek isteyenlere veya bu kişilerin aile ve yakınlarına destek ve danışmanlık vermektedir. • Samaritans – call 116 123 open 24 hours a day, visit your local Samaritans branch • Harmless – email info • National Self Harm Network forums • YoungMinds Parents Helpline – call 0808 802 5544 to 4pm on weekdays
kendi kendine zarar veren insanlara ne denir