cash. Tanzimat dönemi edebiyatı, dönemin kültürel ve siyasi olaylarından etkilenerek meydana gelmiş olan bir edebi akımdır. 1839 yılında bu edebiyat akımı başlamıştır. Tanzimat dönemi edebiyatı milli yapıyı birleştirmek isteyen ve batıyı örnek alan özellik göstermiştir. Tanzimat Edebiyatı Nedir? Tanzimat dönemi edebiyatında şiir ve düz yazıda köklü bir değişim olmuştur. En büyük yenilik şiirde meydana gelmiştir. 1860 yılında ilk özel gazetenin çıkması ile birlikte Tanzimat dönemi de başlamış oldu. Bu dönemde batılı tarzdaki ilk eserler verilmeye başlamıştır. Tiyatro sanatının halkı aydınlatmak amacı ile bir araç olarak kullanılabileceği düşünülmüştür. Divan Edebiyatındaki bölüm bütünlüğü anlayışının aksine, Tanzimat Edebiyatında konu bütünlüğüne önem verilmiştir. Toplumcu sanat anlayışı hakim olmuştur. 1. dönem Tanzimatçıları, 2. dönem Tanzimatçılarına göre daha toplumcu bir anlayış benimsemişlerdir. Yazı dilini halk diline yakınlaştırma çabası görülmektedir. Tanzimat Edebiyatı Genel Özellikleri 1. Dönem Tanzimat Edebiyatı Özellikleri şu şekildedir;Toplum için sanat anlayışı nedenle eserlerde çoğunlukla toplumsal konular ölçüsü olarak nazım ölçüsü şiirde ise aruz ölçüsü sadeleşmesi gerektiği düşüncesi hakim olmuştur. Fakat bu konuda pek başarılı dönemde hak, yurt, özgürlük, eşitlik gibi kavramlar ilk defa eserlerde kullanılmaya dönemde öykü, roman, makale, gazete, eleştiri gibi düz yazı örnekleri Türk edebiyatında görülmeye dönem Tanzimat Edebiyatı sanatçıları; Namık Kemal, Ziya Paşa, İbrahim Şinasi, Şemseddin Sami, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa Dönem Tanzimat Edebiyatı özellikleri şu şekildedir;Daha bireysel konular ele için değil, sanat için sanat anlayışı dönemde tiyatro eserleri oynanmak için değil, okunmak için kaleme ölçüsü ile aruz ölçüsü kullanılmaya devam Dönem Tanzimat Edebiyatında kullanılan Divan Edebiyatı nazım biçimleri kullanılmamaya daha geniş konular kullanılmaya başlanmıştır. Aşk, felsefe, ölüm gibi konular da şiirlerde dönem Tanzimat edebiyatında güzel olan her şey şiir konusu dönemdeki sanatçılar daha çok natüralizm ile realizm akımından dönemin divan edebiyatındaki tek savunucusu Muallim Naci Abdülhak Hamit Tarhan, Ali Bey, Recaizade Mahmet Ekrem, Muallim Naci, Ahmet Cevdet Paşa, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım olmuştur.
Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Roman ve Öykü Hikayeİkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Roman ve Hikaye ÖyküTanzimat Edebiyatı Sanatçılarının Ortak ÖzellikleriBirinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Sanatçıları Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Roman ve Öykü Hikaye Tanzimat Dönemi öncesi Türk edebiyatında hikaye ve roman türleri yoktu. Olay kaynaklı eserler, daha çok mesnevi ve halk hikayeleri türünde yazılmıştır. Türk edebiyatında roman, çevirilerle başlamıştır. Bu alanda “ilk çeviri roman“, Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon adlı Fransız yazardan çevirdiği Telemak adlı romandır. Türk edebiyatında ilk yerli roman ise Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir. “Türk edebiyatında ilk edebi roman“ Namık Kemal’in “İntibah”, “ilk tarihi roman“ ise Namık Kemal’in “Cezmi” adlı yapıtıdır. “Türk edebiyatında ilk hikaye öykü“ örneği, Ahmet Mithat Efendi’nin Letaif-i Rivayet adlı yapıtıdır. Diğer önemli öykü ise Ahmet Mithat Efendi’nin “Kıssadan Hisse” adlı yapıtıdır. Bu dönem romanları teknik açıdan oldukça kusurludur. Yazarlar, eserlerinde kişiliklerini gizlememiş hatta yer yer olayın akışını keserek okura bilgi ve öğüt vermişlerdir. Roman kişileri tek yönlüdür, psikolojik derinlikleri yoktur. İyiler her zaman iyi, kötüler her zaman kötüdür. Olaylar, genellikle günlük yaşamdan ya da tarihten seçilmiştir. Olayların yaşanmış ya da yaşanabilir olması önemsenmiştir. Kölelik, cariyelik, yanlış Batılılaşma, esir ticareti… konuları işlenmiştir. Tanzimat romanlarında olayların geçtiği mekan genellikle İstanbul’dur. Romanlarda ilahi bakış açısı kullanılmıştır. Romantizm akımının etkisiyle eserler verilmiştir. Tanzimat öykülerinin dili, romanlara göre daha sadedir. İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Roman ve Hikaye Öykü * İkinci dönem yazarları özellikle kölelik, cariyelik, esir ticareti gibi konular sıkça işlenmiştir. * Tanzimat edebiyatında roman ve hikayede gözleme sıkça yer verilmiştir. * Ayrıca verilen eserlerde sebep sonuç ilişkisi üzerinde durulmuştur ve * İstanbul’un dışına çıkılmamıştır. Karabibik romanı hariç * Tanzimat edebiyatı döneminde verilen eserlerde realizm akımının etkisi vardır. * Tanzimat edebiyatı öykü ve romanlarında olağanüstü kişi ve olaylara çok fazla yer verilmemiştir. * Sanatçı yazdığı eserlerde kendi kişiliğini gizler, olayın akışı kesilmez. Tanzimat Edebiyatı Sanatçılarının Ortak Özellikleri • Fransız sanatçılarından etkilenmişlerdir. • Divan edebiyatının etkisiyle yetişmiş sanatçılardır ve divan şiirinin etkisi hala görülmektedir. • Halkın problemlerine çözüm aramışlardır. • Sanatçılar aynı zamanda siyasetçi ve devlet adamı kimliğine sahiptir. • İnançları ve düşünceleri birbiriyle çelişmektedir. Ziya Paşa • Sanatçılar gelir düzeyi yüksek tabakadan kişilerdir. Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı Sanatçıları İbrahim Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa
BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI 1860-1876 Divan Edebiyatı kültürü ile yetişen sanatçılar, her ne kadar Divan Edebiyatını eleştirseler de onun etkisinden kurtulamamışlardır. Edebiyatımıza Batı kültüründen yeni edebi türler ilk bu dönemde girmiştir. Hak, hürriyet gibi toplumsal kavramlar ilk bu dönemde dile getirilmeye başlanmıştır. Edebiyatta amaç güzel eser vermekten çok toplumu bilgilendermeye yönelmiştir. Dilin sadeleşmesi için görüş beyan etmişler ancak divan kültürünün etkisinden çıkamayıp tam olarak başarılı olamamışlardır. Divan Edebiyatı sanatçılarının çoğu zengin mevki sahibi ailelerden geliyorlardı. Bu dönemde klasizm ve romantizm akımları etkili olmuştur. Özellikle roman ve hikaye alanında olay akışını kesip bilgi verme gibi acemilikler görülür. Özellikler şiirde biçim açısından bir gelişme olmamış, ancak eski biçimlerle gazel, kaside, terkib-i bend gibi yeni konuları toplumsal konularişlemişlerdir. ŞİNASİ 1826-1871 Asıl adı İbrahim Şinasi’dir. İstanbul doğumludur. Klasizm akımından etkilenmiştir. Didaktik özellikleri ağır basan, toplum için sanat görüşünü savunan bir şairdir. Hak, adelet gibi toplumsal konuları ilk kez Şinasi dile getirmiştir. İlk özel gazete Tercüman-ı Ahval gazetesini Agah Efendi ile beraber kurmuştur. Batılı Anlamda ilk tiyatro eseri sayılan Şair Evlenmesi'ni yazdı. Şair Evlenmesi adlı tiyatrosunda Türk Edebiyatında ilk kez noktalama işaretleri kullanıldı. Tercüan- ı Ahval gazetesinin ilk sayısında edebiyatımızın ilk makalesi olan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’ni yazdı. Batıdan ilk şiir çevirilerini Tercüme-i Manzume adlı eserinde toplamıştır. Tercüme-i Manzume’deki şiirleri fabl olduğu için Şinasi aynı zamanda ilk fabl çevirisi yapan sanatçı olmuştur. Atasözleri üzerine Durub-ı Emsal-i Osmaniye adlı eseri yazmıştır. Hayatında hiç roman ya da hikaye yazmamıştır. Eserleri Durub u Emsalı Osmaniyye Osmanlı Atasözleri Kitabı, Tercüme i Manzume Çeviriler, Müntehabat -ı Eşarşiirleri, Divan-ı Şinasi, Tasvir i Efkâr NAMIK KEMAL 1840-1888 1840 Tekirdağ doğumludur. Şinasi’den şairimizdir. Toplumcu bir sanat çizgisindedir. Vatan, millet, özgürlük kelimelerini edebiyatta ilk kullanan kişidir. Tiyatroları oldukça ses getirmiştir. Tiyatroyu bir eğlence ve halkı bilinçlendirme aracı olarak görmüştür. Romantizmin etkisindedir. Şiirlerini heceyle yazdığı birkaç şiir dışında aruzla yazmıştır. Eserleri ilk tarihi romanımız; Cezmi İlk edebi romanımız; İntibah Tiyatroları Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihal, Kara Bela,Celalettin Harzermşah Eleştiri eserleri Renan Müdafenamesi, Tahrib-i Harabat Ziya Paşa'ya karşı İrfan Paşa'ya Mektup, Takip Diğer eserleri Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi, Evrakı PerişanZİYA PAŞA 1825-1880 Tanzimat'ta batılılaşma hareketinin öncüsü ilk üç yazardan birisidir. Şinasi, N. Kemal, Ziya Paşa Edebiyatın kendi geleneğine sahip çıkmasını istemiş, halkın anlayacağı dilde yazılması gerektiğini belirtmiş ancak içinde yetiştiği geleneği bırakamamıştır. Şiirlerinde öğreticilik ağır basar. Hece ile yazdığı birkaç türküsü olduğu bilinmektedir. Halk şiirinin ve dilinin gerçek edebiyatımız olduğunu belirtiği eseri "Şiir ve İnşa"makaledir. İlk edebiyat tarihi taslağı sayılan "Harabat"adlı eserinde “ Şiir ve İnşa” adlı eserindeki görüşleraykırı olarak divan edebiyatını savunmuştur. Biçimce eski içerikçe yeni olmaya gayret göstermiştir. Terkib-i bent, terci i bent'leri meşhurdur. Bir çok dizesi halk arasında atasözü gibi kullanılmıştır. Eserleri Zafername, Harabat, Eş'ar-ı Ziya, Defter-i Amal, Terkib-i Bent, Terci-i Bent AHMET MİTHAT EFENDİ 1844-1912 Ahmet Mithat kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçıdır. Diğer Tanzimatçılar üst tabaka insanlarken Ahmet Mithat ise sadece bir memurdur ve bu seviyeye kendisi gelmiştir. Halkın anlayacağı bir dilde her konuda eser vermeye e yakın eseri vardır. Romantizmden etkilenmiştir. Çok yazdığı için kendisine “Yazı Makinesi” denilmiştir. Tarih, edebiyat, tıp, biyoloji gibi bir sürü alanda yazmasına rağmen hiç şiir yazmamıştır. Namık Kemal ile Dağarcık ve Kırk Ambar dergilerini çıkardı. Özellikle romanlarında çok belirgin teknik kusurlar vardır. Olayın akışını keserek bilgi verme onun en belirgin teknik hatalarından birisidir. Tuna, İbret, Bedir, Devir, Basiret, Tercüman-ı Hakikat gazetelerini çıkarmıştır. Servet-i Fünuncuları dekadanlıkla suçlamış ancak bunda geri adım atmayı bilmiştir. Eserleri Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Felatun Bey ve Rakım Efendi, Yer Yüzünde Bir Melek, Henüz On Yedi Yaşında... ŞEMSETTİN SAMİ 1850-1904 Arnavutluk doğumludur. Galatasaray kurucularından Ali Sami Yen’in babasıdır. Türkçe dışında 8 dil bilmektedir. Devrinin en büyük dil bilgini sayılmıştır. İlk romanımız olan Taaşşuk-u Talat ve Fitnat adlı eseri yazmıştır. İlk Türkçe sözlük Kamus u Türkî’yi yazmıştır.. İlk ansiklopedi olan Kamus-ı Alam'ı yazmıştır. Orgun Yazıtlarını ve Kutadgu Bilig’i Türkiye Türkçesine çevirmiştir. Sabah ve Tercüman- Şark gazetelerini çıkarmıştır. Sefiller ve Robinson Crusoe romanlarını bire bir çevirisini yapmıştır. Bu nedenle de eleştiriler almıştır. Eserleri Roman Taşşuk-ı Talat ve Fıtnat, Robiinson Crusoe çeviri, Sefiller çeviri Tiyatro Gave, Base yahut Ahde Vefa, Seydi Yahya Diğer eserleri Kamus-i Türki, Kamus-i Arabi, Kamus-i Fransevi, Kamusu’l Alam ... AHMET VEFİK PAŞA 1829-1892 İstanbul doğumludur. Baba ve dedesinin Tercüme Odasında çalışmaları onun iyi bir eğitim almasına yardımcı olmuştur. 16 dil bildiği Odası ve Encümen-i Daniş’te görev yapmıştır. Valilik, büyükelçilik gibi bir sürü devlet vazifesinde bulundu. Moliere’den yaptığı çeviri tiyatroları valilik yaptığı Bursa’da inşa ettirdiği tiyatro binasında sergiletmiştir. Halkı tiyatroya alıştırma amacındadır. Batıyı körü körüne taklitten ziyade milli değerlerimize sahip çıkarak Batı’dan yararlanma amacı vardır. Tiyatro çevirilerini de çoğunlukla Türk halkının yapısına adapte ederk çevirmiştir. Dil çalışmaları ile de tanınmıştır. Lehçe-i Osmani adlı eserinde Osmanlı coğrafyasında konuşulan Türk lehçlerinin incelemesini sunmuştur. Klasizm akımından etkilenmiştir. Eserleri Sözlük Lehçe-i Osmanî Sözlük çalışmasıdır. Bu eserde “Türk” kavramı üzerinde durmuştur. Tarih Şecere-i Türk Ebulgazi Bahadır Han’dan çevirdiği eseridir. Orta Asya tarihini anlatır. Fezleke-i Tarih-i Osmanî, Hikmet-i Tarih Tiyatro Don Civani, Dudu Kuşları, Adamcıl, Azarya, Merakî, Yorgaki Dandini, Zor Nikâh, Kocalar Mektebi, Kadınlar Mektebi, Tartüffe, Zoraki Tabip DİREKTÖR ALİ BEY 1844-1899 İstanbul doğumludur. Birçok devlet vazifesinde bulunmuştur. İyi derece Fransızca bilir. 1871 tarihli “Seyehat Jurnali” adlı eser edebiyatımızın ilk günlük örneği sayılmaktadır. Halkın konuştuğu dile yakın tiyatrolar yazmış, güldürü ögeleri eklemiştir. İlk mizahi sözlük olan “Lehçetü’l Hakayık” ı yazmıştır. Edebiyat dünyaında ilk olarak Teodor Kasap’ın Diyojen adlı mizahi dergisinde yazmaya başlayınca tanınmıştır. Eserleri Gezi-Günlük Seyahat Jurnali Mizah Lehçetü’l Hakayık, Seyyareler Gezegenler Tiyatro Ayyar Hamza, Tosun Ağa, Misafir-i İstiskal Hoşlanılmayan Misafir, Kokana Yatıyor, Geveze Berber, Letafet, Saffet Bey
tanzimat 1 dönem sanatçıları ve eserleri